Sinema Prens

Gül.aydın… Büyükada’dan Büyüklere Masallar…

Rengigül Hanım’ın oğlu Haydar dedemin evlenme cüzdanında mesleği “Sinemacı” yazıyordu. O, 20. yüzyılın başlarında insanların eğlenmeye ihtiyaçları olduğunu düşünerek şehrindeki ilk sinema işletmecisi ve sahibi olarak sanatçıları, müzisyenleri, kumpanyaları desteklemişti.

Onca sürgün ve savaşlardan sonra Osmanlı İmparatorluğu dağılmış, toprakları daralmış ve Cumhuriyet ilân edilmişti. İnsanların eğlenmeye, gülmeye, güzel giyinip, güzellikler yaşamaya ihtiyacı vardı. Onlar masallar dinleyerek, filmler izleyerek, sabırla usta hayat makastarları oldular ve gerçek yaşanmışlıkları birer masal gibi bizlere aktardılar.

Dili, sevgi dili olan Nisan Prens ve Deniz Lâlesi Prenses yaşadıkları Prens Adaları’ndan, dünyadaki tüm adalarda sevgi ve barışı el ele vererek başarabileceklerine söz vermişler. Nisan Prens, “İnsan Prens” imiş. Hanımların, çocukların ve dünyadaki tüm “can”ların "Allah’ın hediyesi" olduğunu bilirmiş.

İstanbul Büyükada’da (Prinkipos - Prince Islands) Lokum Bebek (Uçi Prens) ile tanışmışlar. İnsanlık Yelkenlisi ile Sinema Prens’in Adası’na varmışlar. Sinema Prens’in Adası’nda Bilge Prens, Sakura Prenses ve Akçaağaç Dede ile karşılaşmışlar.

İnsanlık Haritası’nın mıknatıslarından biri “can”lara kötülük yapanları Büyükada’nın yakınlarında denizin dibindeki batık adaya (Vordonisi) gönderiyormuş. O adaya “Olgunluk Adası” deniyormuş. “İnsanlık Haritası”nı bulmak zor, heyecanlı ama bir o kadar da umutlu bir arayış imiş. “İnsanlık Limanları” kurma çabalarını ise Cızırtı Prenses ile Rabarba Prens duymamış mı? Ve…

SEVGİ VE BARIŞ DOLU BİR DÜNYADA EL ELE “ZARAFETİN ZAFERİ”Nİ BESTELEYEBİLMEK UMUDU İLE.

D&R

e-kitap

Satın al

İdefix

e-kitap

Satın al